Doğanın muazzam gücü ve vahşi cazibesi, insanın ruhunda derin bir etki bırakarak onları doğaya karşı saygı ve minnetle doldururdu. İnsanlar kendi içsel yolculuklarında, varoluşsal endişelerini doğanın sıcak kucaklamasında hafifletip, sakinleştirdi. İnsanın sanat serüveni, doğanın yaratıcı ve yıkıcı güçlerinden ilham alarak antik duvar resimlerinden başlayarak pek çok alanda kendini gösterdi. Ancak modern yaşamın gürültüsü içinde, insanın arzuları, bağlılıkları, bağımlılıkları, kibrin pençesine düştü. İnsanoğlu, reformların gölgesinde, lükslerin ardında, doğaya hükmetme arzusunda boğuldu. Bu nedenle, doğayı kabullenmek yerine, onu ehlileştirmeye çalıştı. Modern toplumların yarattığı bu simülasyonda, doğrunun tanımı, normların sınırları, kavramların anlamları ve sanatın rolü değişti. Bu değişim, kalıcılığını yitirip sürekli evrilen bir sürecin parçası olmaya mahkum kaldı.

Girift, 150x120 cm, A.Ü.Y.B., 2020